23 Mayıs 2016 Pazartesi

UCUZ VE MARKALI SIĞLA ÜRÜNLERİNE DİKKAT !!!

       Sığla Yağı; son günlerde; çeşitli marka isimleriyle 5 ile 15 TL arasından satışa sunulmaktadır. Bilmenizi rica ederiz ki sığla ağaçları sadece Muğla'da yetişir ve yok olma tehlikesindedir. Bunun için ağaçlar koruma altına alınmıştır. 

15 Milyon yıl öncesine dayanan Sığla Ağaçlarını korumak için sığla yağı üretimine de çok az şekilde izin verilmektedir. Bu yüzden sığla yağı üretimi oldukça düşmüş ve fiyatları da oldukça yükselmiştir. 

Muğla'da bile birçok aktar sığla yağını bulamazken, bulanlar da 5 ile 15 TL arasında fiyatla satamazken, fabrika çıkışlı olan markalı ürünlerin bu fiyatlarda satış yapması çok manidardır. 

Bu ürünlerin saf sığla yağı değil, içerisinde sığla yağınında bulunduğu farklı yağlar olduğunu düşünmekteyiz. Kendi birkaç marka araştırmamızda satılan ürünlerin reçine şeklinde değil, su gibi akışkan olduğunu gördük. Bu şekilde saf sığla yağı olma ihtimali hiç yoktur. Muğla'da da böyle bir ürün satılmaz çünkü kimse bunu da almaz. Eğer sizde bir sığla yağı aldıysanız ve bu şekildeyse iade ediniz.

Bu konuyu araştırmak için bizde internetten sipariş vererek ucuz olan sığla yağı getirttik. Ve sizlere bu durumu göstermek istedik... İşte ucuz sığla yağı ile karşılaştırma...






MUĞLA'DAN GERÇEK SIĞLA YAĞI ALABİLECEĞİNİZ ADRES İÇİN TIKLAYIN

20 Temmuz 2014 Pazar

SIĞLA YAĞI NE İŞE YARAR

  Sığla yağı, Muğla’da bitkilere dayalı geleneksel tedaviler kapsamında ülser, gastrit, reflü gibi mide ya da bağırsak rahatsızlıklarında, üst yolunum yolu hastalıklarında, insan ya da hayvanlardaki cilt hastalıklarında, kesi, yara ve yanıklarda kullanılır. Eskiden sünnet olan çocuklarda yara iyileştirici olarak kullanılmıştır. Sığla ağacı çevresinde yaşayan hayvanların bile yaralarını, ağaçtan akan balzama sürerek iyileştirdikleri söylenir.
Mısır Uygarlığında mumyalamada kullanılmış, firavunlar sığla yağı ile mumyalanmıştır. Mumyalama dışında, sığla yağı Kraliçe Kleopatra’da ve Roma hamamlarında hamamdan sonra kadınların vücuduna sürmek suretiyle bir aşk iksiri ve güzellik aracı, Hipokrat’ta ilaç olmuştur.
Evliya Çelebi de Seyahat notlarında Menteşe toprağında kavak gibi küçük bir ağaçtan sığla yağı elde edildiğine ve bu yağın Mısır’a, oradan Hindistan’a gönderildiğine, hastalar tarafından kullanıldığına dair bilgilere yer vermiştir.
Sığla Yağı'nın yatıştırıcı özelliği de bulunmaktadır. 



REKLAM


9 Mayıs 2014 Cuma

SIĞLA YAĞI FİYATLARI





Sığla yağı üretimi oldukça düşmüştür. Resmi üretimi yoktur. Muğla'nın değişik noktalarında köylüler elde etmektedir. Doğal elde edildiği gibi satışı önemlidir. Birçok marka ürünler tezgahlarda görülse de bunların karışım olduğu bilinmektedir. Sığla Yağı su veya zeytinyağı kıvamında olmadığını daha koyu, reçine kıvamında olduğunu unutmayınız. Üretimi oldukça düşük olması nedeniyle çok ucuz bir yağ değildir. internette çok ucuz satılan markalı ürünlerin su kıvamında olduğunu göreceksiniz.



siglayag.com

SIĞLA YAĞI HAKKINDA YAZILANLAR

                                      GÜZİN ABLA YAZIYOR

HÜRRİYET GAZETESİ yazarı GÜZİN ABLA'NIN yazdığı köşe yazısı; (07.10.2015)
                                                     
                                 
                                          
                                       MİDE RAHATSIZLIĞI İÇİN SIĞLA YAĞI

KÖŞE YAZISI LİNKİ : http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/guzin-abla_50/mide-rahatsizligi-icin-sigla-yagi_30244306

KÖŞE YAZISI ÖZETİ : 
     4-5 yıldır midemde sürekli ağrıdan yakınıp duruyorum. Bir arkadaşım sığla yağı kullanmamı önerdi. ... Ben henüz 4-5 gündür kullanıyorum ama buna rağmen şimdiden fark etti.",
  
  Sevgili okurlarım, 4-5 yıldır midemde reflü ve ağrıdan yakınıp duruyorum. Mide asidi giderici çeşitli ilaçlar, mide koruyucuları kullanmaktan hal olmuştum. Şu endoskopi denen korkutucu mide taramasına da girmek istemiyordum.  Ailem ve tabii doktorum sürekli olarak bana bunu öneriyorlardı, tam tanı konması için. Ama ben bucak bucak kaçıyordum. Ya nefes alamazsam, boğulursam diye.

 Bu yaz Deniz'le tanıştım.  Pek şeker, pek hoş bir genç hanım. Ve bana mucize gibi bir tedavi önerdi. Bu genç hanım da Fransız filolojisi mezunu, üç lisan biliyor... Allah ondan razı olsun. Bana günlük yağını (sığla yağı olarak da biliniyor) öğretti. Ona nasıl teşekkür etsem azdır. Yağı 22 gün kullanmak gerekiyormuş. Ben henüz 4-5 gündür kullanıyorum yine de şimdiden fark etti. Mesela hiç nar suyu içemezdim, bugün içtim ve ilk defa midem ağzıma gelmedi. 

Asit giderici ilaçları hiç kullanmadım. Tek kötü tarafı motor yağı gibi bir tadı ve kokusu olması... Bilirsiniz, ben duyduğum denediğim her iyi şeyi yakınlarımla ve siz sevgili okurlarımla paylaşırım; bunu da yazmadan edemedim.Ben aşağıdaki satırlarda, kısaca bilgi vermeye çalışsam da, siz internetten de araştırıp, sığla yağıyla ilgili daha fazlasını da öğrenebilirsiniz. 
Günlük ya da sığla yağı çok eski devirlerden beri tanınır. Sığla yağı, sığla (günlük) ağacı olarak bilinen ve Liquidambar Orientalis Miller ağacının gövdesine tekniğine uygun açılan yaralardan elde edilen balzamın kaynatılması ve preslenmesi sonucu ortaya çıkar.
Kahverengimsi, tahin renginde, bal kıvamında, yapışkan, donuk ve mat yapıda olup kendine özgü aromaya sahiptir. Tıbbın babası olarak bilinen Hippokrates (MÖ 460-377) döneminden başlayarak ilaç olarak kullanılmaya başlanmıştır. 3. yüzyılda yaşamış ve mide ülserinden rahatsızlık çeken Roma imparatoru Caracalla'nın sığla yağı ve çam reçinesine bal karıştırılarak yapılan bir tür iksirden şifa bulduğu bilinmektedir. Mide yaralarının iyileştirilmesinde kullanılır.. Ülser ve reflü gibi çeşitli mide problemleri için son derece yararlıdır. Bunun için aralıksız 22 gün, sabahları aç karnına bir çay kaşığı kadar, yanında yine bir çay kaşığı bal ile yutulmalıdır. Türkiyede Muğla'da özellikle de Marmaris, Dalaman, Köyceğiz ve Fethiye dolaylarında görülür. 

-----------------------------------------------------
sponsor reklamlar






       

HINCAL ULUÇ YAZDI

                                    Hıncal Uluç’un yazdığı köşe yazısı; (11.12.2011)
                                                    

 Köşe yazısı Linki: http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/uluc/2011/12/11/tecelliden-abuzittine-mektuplar

 KÖŞE YAZISI ÖZETİ :
Kardeşim Bördübetli Çolak Hasan’ın akciğerlerinde kist saptanmıştı. İzmir Ege Üniversitesi doktorları 15 gün sonrasına ameliyat tarihi verip Hasan’ı köye yolladılar.

 Çolak Hasan 15 gün sonra ameliyat için İzmir’e gittiğinde, son tahliller yapılırken, bi de bakmışlar ki akciğerdeki kistlerin çapı küçülmeye başlamış. Hasan’a “Git iki ay sonra gel” demişler. 

 Hasan gitti iki ay sonra geldi, ciğerler tertemiz! Değil yaralar, izi bile yok. Uzatmim, üç gün önce döndü Çolak Hasan İzmir’den. Ona bir türlü ulaşamayınca, meraklandım Ankara’dan 700 km. gidip Hasan’ı Bördübet’de ormanda arı kovanlarının yanında buldum. Her zamanki gibi neşeliydi. Beni görünce “Artık”, dedi “Hiç doktorların yanına varmayacakmışım. Bana hastaneyi yasakladılar.. 

 Bu son gidişinde İzmir’de, bu defa bi kaç profesör baş başa vermiş: Bi ellerinde Çolak Hasan’ın en son MR’ı, öteki ellerinde ciğer filmleri bakmışlar bakmışlar.. Kafalarını önce kaşıyıp sonra sallamışlar. Cık cık cık diye sesler çıkarmışlar. Aralarında bi şeyler konuşup gülüştükten sonra Hasan’a “Sen buralardan hemen uzaklaş” demişler. “Bi daha da hasta masta oldun mu kendi bildiğin gibi kendini tedavi et. Hastanenin duvarının yanından bile geçme.. Doktora moktora sakın gitme.. Tıbbın sana verebileceği bi şey yok. Hasan’ın yaptığı her gün aç karnına bi tatlı kaşığı günlük yağı (Köylüler buna sığla yağı diyorlar) yemek. 

Sığla yağına bi nohutun dörtte biri kadar da, arıların kovanlarını mikroptan korumak için sıvadığı propolis denen balmumumsu maddeden katıyor.. Balla birlikte hepsini birden yutuyor. 15 gün sonra ciğerdeki kistler küçülmeye başlıyor kardeşim. İki ay sonraysa tertemiz.. Burada bi şey önemli.. Kullandığı bütün maddeler doğal ve taze..Daha önce sana yazdım. Gerek günlük yağı (Günlük ağacının kabuğunu sıyırınca altından akan sıvı ) gerek propolis, ve de özellikle propolis, bazı ilaçların ham maddesiymiş. 

Bunlar tıpta biliniyor. Uzak Doğu ve Japonya’da propolis kanser tedavilerinde kullanılmaktaymış


MUĞLA'DAN KATKISIZ ALABİLECEĞİNİZ ADRES İÇİN TIKLAYINIZ

5 Mayıs 2014 Pazartesi

SIĞLA YAĞI NASIL ELDE EDİLİR ?
















Sığla yağı çıkarma işlemi, çevre orman köylerinden gelen ve bu işi bilen işçiler tarafından yapılır.

Sığla yağı üretimine, kabuk sıyırma işlemi ile başlanır. Ağaçta, 50-70 cm. yüksekliğinde, 10 cm genişliğinde olmak üzere ağacın dış kabuk kısımları yontulur. Bu işleme “kızartma, kızıllatma” denir.



Kızartma işleminden sonra bir ay beklenilerek kızıllatma yapılan tabak boyunca 4-5 cm genişliğinde, 3-4 mm. derinliğinde damar açılır. Bu işleme “göz çekme” denir.

Damar açıldıktan 1-2 hafta sonra yara sathında oluşan ve "sur" adı verilen yara sathı kaşıkla sıyrılarak alınır. Sur, siyahımsı renkte bir tabakadır.



Sur alma işlemleri Haziran ayının ilk haftasında tamamlanır. Üretime, sur alma işleminden 15-20 gün sonra damarların yağ dolmasıyla başlanır. Damarlarda biriken yağ ve kabuk yongaları, damar boyutları değiştirilmeden yine kaşık denilen aletle sıyrılarak alınır. "Sur arkası" ismi verilen bu işlem Temmuz ayı başında bitirilir.



Her 15 günde bir kaşıkla yara üzerinde biriken sığla yağı sıyrılarak margun adı verilen kıl torbalara toplanır. “Sefer” adı verilen bu işleme Ekim ayı başına kadar devam edilir.



Ekim ayı sonu ile Kasım ayı ortalarına kadar damarlarda toplanan ve ağacın dip kısımlarına akan, kabuk aralarına sızan ve "karakap" denilen düşük kaliteli yağ da toplanır ancak diğer yağ ile karıştırılmaz.



Kıl torbalarda toplanan yonga ve yağ karışımı, kaynayan kazandaki sıcak suya konularak 2-3 dakika kadar kaynatılır. Kaynatılan yonga ve yağ karışımı ürün prese taşınır. Presleme sonrasında bir miktar su ve yağ karışımı bir oluk vasıtasıyla giriş kısmında süzgeç bulunan beton havuzlara alınır. Havuzda yağın üzerinde toplanan su, amaca uygun bir oluk ya da düzenek vasıtasıyla dışarıya alınır. 

Sığla yağı üretimi günümüzde sınırlıdır. 






 

4 Mayıs 2014 Pazar

SIĞLA AĞACI NEREDE YETİŞİR ?


Türkiye’de  doğal  olarak  bulunan  Sığla Ağacı,  özellikle Fethiye, Köyceğiz ve Dalaman Çayı dolaylarında endemik olarak bulunur.  Isparta ve Burdur arasında  da  dar  bir  yayılımı bulunmaktadır. Muğla'da sığla ormanları oluşturulmak istense de, istenen düzeye ulaşmamaktadır. Bu da Sığla Ağaçlarının gün geçtikçe azalmasına sebep olmaktadır.